Pratik Bilgiler

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

Muhasebe Standartları

» Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. Resmi Gazete

MAKALELER

VARLIK BARIŞI YASASI UYGULAMA SORUNLARI

 Tarih: 02.12.2009           

            Varlık barışı yasasın düzenlenmesindeki  temel  amaç bir vergi affı değil yurt içi beyan edilen varlıklar  için %5  yurt dışı varlıklar için %2  gibi düşük oranındaki vergi ile  kayıt dışı kalan varlıkların ekonomiye  kazandırılması   , yurt içinde ve yurt dışında  bulunan  varlıkların (para-döviz-altın – tapuya tescil edilen taşınmaz ve hakların) işletmelerin sermayelerine ilave edilmesi suretiyle  varlıklarını sürdürmelerine yasal destek sağlanması amaçlanmıştır. 

          Ancak kayıt dışılığın (belgesiz alım satımın)  yüksekliği, kayıt dışı kazanç elde etmenin  bir yolu olarak bilerek  veya  bazen de bilmeyerek  sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığı tespit edilen ve varlık barışı yasasından mutlaka yararlanmak isteyen mükellefler kendilerince belirledikleri yöntemlerle yasadan yararlanma yolunu seçmektedirler. 5811 sayılı yasa kapsamında  Bankaya  yatırılan ancak hesaptan kısa sürede çekilen ve kasa hesabında  görünecek olan nakit varlıkların  mükelleflere  ileride yeni vergisel sorunlar yaratacağı gözden uzak tutulmamalıdır.  

       Varlık Barışı yasasının uygulanmasına ilişkin olarak aşağıda yer alan bazı konular  kişisel görüş ve düşünceleri yansıtmakta olup, mükellefler yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır.  

        Vergi dairelerince mükelleflere gönderilen yazılarda  Gelir  İdaresince  oluşturulan  KOD  listelerinde  haklarında ;  sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı  belge düzenlediği veya kullandığı  yönünde inceleme raporu düzenlenen veya haklarında  vergi inceleme raporu bulunmamakla beraber vergi dairesince  haklarında olumsuzluk tespit  edilen  mükelleflerden  mal veya hizmet alımında bulunan mükelleflerin Ba-Bs formlarının çapraz kontrolü sonucu  olumsuzluk tespit edilenler vergi dairelerince kendilerine gönderilen yazılarla bilgilendirilmektedir. Mükellefler mal ve hizmet alımlarını  84 seri  numaralı KDV genel tebliği uyarınca  çek veya banka havalesi ile yaptıklarının  belgelendirmeleri halinde müteselsil sorumlulukları bulunmayacaktır. Aksi durumunda ise  ilgili dönemler için düzeltme beyannamesi  verebileceği  gibi, varlık barışı yasasından yararlanma yolunu seçebilirler.      

       Vergi dairesince gönderilen yazıyı alan mükellef öncelikle  söz konusu yazıda adı geçen mükelleften satın aldığı mal ve hizmetin bedelinin  nasıl ödediğini tespit etmeli mal ve hizmet alımını 213 sayılı V.U.K. ve KDV  genel tebliğe uygun şekilde yapmış ise ve söz konusu mal ve hizmet alımı sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge  kullandığı tespit edilen mükelleften yapılmış ise ödemenin çek yada banka havalesi ile yapıldığının belgelemesi durumunda  KDV yönümden müteselsil sorumlu tutulmayacaktır. Ancak söz konusu mal ve hizmet  alımı sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge  düzenleyen mükelleftenyapılmış ise ödeme çek veya havale ile yapılmış olsa bile müteselsil sorumluluktan kurtulamayacaktır. İşte bu gibi durumlarda  mükellef  Varlık Barışı yasasından yararlanarak  en az kullandığı faturaların matrahı kadar  nakit parayı yada tapuya tescil edilen taşınmaz ve hakları  Varlık Barışı Beyannamesi ile beyan ederek  adına tarh edilecek vergi ve cezadan kurtulabilecektir. Mükellefin Varlık barışından faydalanmış olması hakkında Vergi Suçu Raporu düzenlenmesine  engel değildir. 

      Mükellef mal ve hizmet alışları  için KDV tevkifatı yapmış ve vergi dairesine ödemiş ise, tevkifat yapılan alışlardan dolayı  müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır.

      Ayrıca, olumsuz alışın yapıldığı dönem zamanaşımına uğramışsa, mükellefin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır.

     Haklarında vergi inceleme raporu bulunmayan ancak; adreste bulunmama veya mükellefiyetin kapatıldığı dönemden önceki dönemler için yani mükellefin faal olduğu dönemlerde yapılan alışlar için  mükellefin müteselsil sorumluluğu bulunmamaktadır. 

      Defter tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri, taşınmazlar dışındaki varlıklarına ait tutarları banka ve aracı kurumlardaki hesaplara yatırmaları yeterli olup,, bunlar için ayrıca  diğer şartlar aranmayacaktır. 

      2004-2005-2006-2007 T.yıllarında  kod listelerinde kayıtlı mükelleflerden mal ve hizmet satın alan ancak  tasfiye hainde bulunan mükellefler de varlık barışından yararlanabilir. Tasfiyenin sona ermesi durumunda sermayeye ilave edilen varlık tutarı gelir olarak  dikkate alınmaz. Şirketin tasfiyesi sonuçlanmış ise tasfiye dönemi ile ilgili olarak Tasfiye memuru, tasfiye öncesi dönemler için ise şirketin kanuni temsilcileri varlık barışı yasasından yararlanarak  beyanda bulunabilirler. Bu konuda sorunu olan mükelleflerin vergi dairesinden  bilgi almalarında yarar vardır.  

     Adreslerinde bulunamadıkları ve vergi dairesine beyanname vermedikleri için vergi dairesince mükellefiyetleri re’sen terk ettirilenler ise varlık barışı beyanı için vergi dairesine başvurarak mükellefiyet tesis ettirmek suretiyle varlık barışı kapsamında beyanda bulunabilirler.

     Gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olup ta işi terk etmiş mükellefler ise ikametgahlarının bulunduğu vergi dairesine başvurarak varlık barışı beyanı için mükellefiyet açtırarak   internet ortamında beyanda bulunabileceklerdir. Varlık barışının geçerli olduğu yıllarda (2004-2007) faaliyet göstermekte iken işi terk etmiş  2008 veya  2009 yılı içerisinde tekrar  faaliyete başlayan mükellefler de  ilgili yıllar için varlık barışından yararlanarak beyan ettikleri varlık tutarını  yeni mükellefiyetleri ile ilgili defter kayıtlarına intikal ettirebilirler. Bu konuda  sorunu olan mükelleflerinde vergi idaresinden  bilgi almalarında yarar vardır. 

    Faaliyetine devam eden  ve 2004 T.yılına  ilişkin olarak   hakkında yapılan vergi incelemesi nedeniyle  varlık beyan  eden  mükellefin  söz konusu yasadan yararlanabilmesi için   beyan edilen varlık tutarının defter kayıtlarına intikal ettirmesi, hesaplanan  vergiyi  ödemesi ve  beyan ettiği varlık tutarının (Bilanço esasında defter tutan mükelleflerce) 6 ay içerisinde sermayeye ilave etmesi gerekmektedir. 2004 T.yılının vergi- ceza tarhiyatları açısından 31.12.2009 tarihinde  zamanaşımına uğrayacağı dikkate alındığında  mükellef ya bu süreyi kullanmadan beyan ettiği varlık için  sermaye artışı ve  Ticaret. Sicili tescil işlemini gerçekleştirecek yada inceleme elamanı raporun sonuç bölümüne  yazacağı  madde ile sermayeye ilave işleminin varlık beyanı tarihinden itibaren 6 aylık sürede  gerçekleşmeme ihtimalini  ve zamanaşımı süresini dikkate alarak Vergi İnceleme Raporundaki  mahsup işleminin geçersiz olmasını  ve bulunan matrah farkı-vergi farkı için tarhiyat yapılamasını sağlamak amacıyla 2004 T.yılı için tespit ettiği matrah  farkı için ayrıca  vergi dairesince (takdir komisyonuna ) takdire sevk işleminin yapılmasını talep etmesi gerekecektir. Aksi durumda  2004 T.yılı için varlık bayanında bulunan ancak sermaye artışını  kendisine tanınan 6 aylık sürede yerine getirmeyen mükellefe zamanaşımı nedeniyle inceleme raporunda mahsup edilen  vergi ve ceza  için tarhiyat yapılamayacaktır.  

        Varlık  barışı yasasından yararlanan bir mükellef hakkında  düzenlenen vergi inceleme raporunda  mahsup işlemi yapılarak vergi ve ceza tarhiyatı istenilmezse de  mükellef matrah fakı vergi farkı tarhiyatlarının haksız olduğunu öne sürerek vergi mahkemesine başvurabilecektir.. Bu konuda  5811  ve  5917  sayılı kanunlarda  herhangi bir yasal engel bulunmamaktadır. Mükellefin ihtilaf yaratması ve  idari yargıda davayı kazanması halinde mahsuba konu edilen varlık beyanı matrahını başka bir döneme ilişkin vergi incelemesinde doğacak matrah farkına yada vergi farkına mahsup işleminde kullanma olanağına kavuşacaktır.  

        Mahsup işlemlerinde, Vergi incelemesi sonucu hem vergi farkı hem de matrah farkı bulunan mükellef her iki farkın matrahlarının  toplamı kadar  varlık beyan etmek zorundadır.Ayrı fillerden doğan matrah farkları ayrı ayrı dikkate alınacaktır. Aynı fiilen doğan matrah farklarında  ise K.V. veya G.V. matrah farkı ile KDV matrah farkı  tek olarak dikkate alınacak olup ,Geçici vergi matrah farkları mahsup edilecek matrah farkı  tutarının  hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır. 

       Haklarında olumsuzluk tespit edilen  ve KDV indirimlerinin  reddi nedeniyle yapılacak  düzeltmeler sonucu vergi farkı tarhiyatları Varlık barışı yasasının geçerli olmadığı 2008 veya 2009 yıllarına taşarsa ne gibi işlem yapılacaktır. Kişisel görüşümüz  bu durumda  haksız indirimin yapıldığı  faturaların kullanıldığı dönem dikkate alınmalıdır .Tespit edilen vergi farkı matrahı beyan edilen varlık tutarından mahsup edildikten sonra  matrah farkı doğmuyor ise  vergi tarhiyatı yapılmayacak ve takip eden dönem beyanları içinde düzeltme yapılmayacaktır.  5811 ve  5917 sayılı yasa ile getirilen düzenlemelerin  temel amacı ; ilgili dönemdeki   haksız indirimin  varlık barışı kapsamında beyan edilen matrah üzerinden ödenecek %5- % 2  lik vergi ile  indirilebilir KDV durumuna getirmek , başka bir bakışla müteselsil sorumluluktan kurtarmaktır.. Aksi durumda vergi dairesince sahte fatura kullanmış olan mükellefe varlık barışından faydalandığı için  mahsup sonrası  dönemler için işlem yapılmaz  iken , defter ve belgeleri inceleme elamanında  bulunan mükellef  varlık barışından yararlansa bile  KDV beyanlarının  düzeltilmesi sonucu ödenecek KDV nin  çıktığı dönem varlık barışı yasının kapsamında olmayan yıla taştığında cezalı vergi tarhiyatı  yapılmış olacaktır.

       Tapuya tescil işlemi yapılan taşınmaz veya  hak  beyan eden mükellef vergi dairesinden tapu harcı istisnasına  ilişkin yazıyı  aldıktan sonra  işletme adına tapu tescil işlemlerini yapacak ve  beyan tarihinden itibaren  6  ay içerisinde sermayeye ilave ve Tic. Siciline tescil işlemini gerçekleştirecektir. Şirket veya şirket ortaklarına ait olduğu halde yukarıda belirtilenler dışındaki kişilerce tasarruf edilen varlıkların Kanun hükümleri çerçevesinde şirket adına bildirim veya beyana konu edilebilmesi ve Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkra hükmünden yararlanılabilmesi için bildirim veya beyan dışındaki nedenlerle yapılacak inceleme esnasında söz konusu varlıkların şirket veya şirket ortaklarına ait olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir.

     Ortaklar Borçlar hesabında yer alan tutar için varlık barışından yararlanmak için mutlaka bankaya nakit  para yatırılacaktır. 

      Mükellefler beyan ettikleri varlık tutarına ilişkin olarak tahakkuk eden vergiyi  vadesinde  ödemedikleri takdirde ve sermayeye ilave işlemini  beyan tarihinden itibaren 6 ay içinde yapmadıkları takdirde varlık barışı yasasının mahsup olanağından yararlanamayacaklardır.  

     Varlık beyan edemeyen mükellefleri de kapsama alacak  temel  çözüm matrah artımını içeren Vergi Barışı benzeri yasa  düzenlemesidir. 

KAYNAKÇA :
1-5811 -5917  sayılı kanunlar    
2- 5811 sayılı  . ilşikin Genel Tebliğler(1-2-3)